23 Mayıs 2014 Cuma

İSTANBUL'UN YEDİ TEPESİ

İstanbul'un Yedi Tepesi neresidir.?

Öncelikle şunu söylemekte fayda olacaktır. İstanbul'un yedi tepesi yıl 1453 teki Kostantîniyye olarak bilinen yer olan Fatih İlçesidir. Ne fazla ne eksik. Mesela Üsküdar 101 (1352 de) yıl önce fethedilmiştir. Yani Üsküdar'da Ezanlar okunuyor Kostantîniyye'de 101 yıl sonra okunmaya başlıyor.
Roma'dan kalma bir adettir önemli şehirler yedi tepe üzerine kurulur. bir gelenektir. I. Konstantin, Kostantîniyye şehrini kurarken beş tepe üzerine kurmuştu,  200 yüz yıl sonra imparator Teododes iki tepe daha ekledi. O iki tepe Edirne Kapı ve Topkapı semtlerindeki tepelerdir.

Yedi tepe Suriçi denilen kısımda olan 

1. Topkapı sarayının bulunduğu alan.

2. Nuri Osmanniye Camiinin bulunduğu Kapalı çarşının buluduğu Çemberlitaş tarafı ikinci tepedir.

3. Tepe Bayezid Meydanının bulunduğu tepedir. 

4. Tepe Süleymaniye Camiinin bulunduğu tepedir. 

5. Tepede iki büyük sultanın camileri bulunuyor. Yavuz Selim Camii ile Fatih Camii nin bulunduğu bir dilim şeklinde uzanan tepe 

6. Tepe en yüksek tepedir. Mihrimah sultanın adına yapılan 2. camii Edirne kapıda ki. En aydınlık cami mihrimahın Mihri ni kasteden camidir. Güneşe en yakın tepe olarak anılır.

7. Sadece 7. tepe Haliçe bakmıyor. Zeytin burnundan yedi kule zindanlarının bulunduğu yerde bulunan yedinci tepedir. 

PİERRE LOTİ

     Pierre Loti, asıl adı Louis Marie Julien Viaud (14 Ocak 1850 - 10 Haziran 1923) Fransız bir deniz subayıdır. Kendisi Osmanlı Devleti'nin çöküş hikayesine şahit olmuş bir asker ve roman yazarıdır. Osmanlı ile ilişkisini ve kişiliğinden bahsedeceğim. (Hayatı Selanik'e gelmesi ile farklı bir yola girer. 1876 -1922 yılları arasında)
     Halk arasında Rumi takvime göre 1293 yılında olduğundan dolayı 93 Harbi diye bilinen harbe ilk siyasi olaylara neden olan Bulgaristanda, kendi isteği ile Müslüman olmuş bir Bulgar kızı ile Türk ailesine gelin oldu. Fakat o dönemlerde Bulgarlar ile Türkler arasındaki gerilimde ve Makedonya sorunları olduğu döneme rastlar, bu sıkıntılı döneme rastlaması hasebiyle bu Bulgar kızı kaçırdılar, zorla Müslüman yaptılar iddiası ile, Bulgar kızı, kendi isteği ile Müslüman olduğunu ve Türk gencini çok sevdiğini defalarca söylemesine rağmen, Bulgar kızını kaçırdılar şeklinde şaiyalar yayarak başta Selanik olmak üzere büyük olaylara sebebiyet verdi. O kadar ki Rusya dahi olaylara karıştı. Bu sebeple İngiltere ve Fransa donanmaları Selanik'e geldiler. 
     İşte o gelen Fransız donanmasında Albay olarak görev yapan Pierre Loti vardı. Pierre Loti ilk kez Osmanlı topluluğu ile bu denli yakın olmuştu Selanik'te ve görür görmez Osmanlı toplumunu, insanların yaşam tarzına tutkun olduğu vurulduğunu 1876 yılında başlar ve daha sonra İstanbul'a gelir İstanbul'da Osmanlı toplumuna hayranlığını dahada benimser. 
     İlginçtir o dönemlerde Avrupayı görmüş batı hayranlığını yaşan Osmanlı aydınlarına, küçük bir batı haline gelmiş Pera denen günümüzde Beyoğlu olan genlerin batı hayranlığı yerine, tam tersine Osmanlıya hayran kalmış. O dönemin batı hayranı aydınlarla arasında geçen bir diyalog; o aydınlara "Siz ne yapıyorsunuz? Ben sizin benzemek istediğiniz hayat tarzının yaşamının en zirve noktasından geldim, İnanın hayat bizimki değil sizin ki, ne güzel babaanneler, dedeler, teyzeler, halalar, bayramlar bir aradasınız, işte adeta tabiattan kopma taş avlulu, bahçeli evleriniz var. İnanın hayat sizinki" dermiş. Aydınlarda bu adam deli ya! nasıl olurda Paris, Viyana gibi yerler var beğenilmezde burası beğenilir derlermiş. Sonuçta kompleks yaşadığımız zamanlarda.
     Pierre Loti'nin subay olmasının yanında, asıl onu meşhur kılan bir başkan özelliği, edebiyatçı olmasıdır. Edebiyatçı olmasını tetikleyen hadiselere bakında tabiki bir dönem yaşadığı İstanbul ve Osmanlı toplumu olmuştur. Daha sonra Fransa'ya döndüğünde çok zengin bir Fransız kadını ile evlenir. Eşinin Adriyatik denizinin kenarında büyük bir şatosu varmış. Eşine der! iki odanın dizaynını bana bırakacaksın tamamen ben kendi isteğime göre döşeyeceğim der. İstanbul'da harab olmuş bir caminin mahrabına, çinilerine kadar tüm malzemelerini söküp götürmüş, şatonun bir odasını çok huzur bulduğunu söylediği cami havasından dizayn etmiş. Bir diğer odayı da geleneksel Türk aile yapısına ait şekilde yapmış.
     Yazmış olduğu kitaplarda, bir çok Osmanlı yazarından daha çok Osmanlı'ya ve medeniyetine hayranlığını yansıtmış, yaşamış olduğu bohemce hayatın (kendi tabiri ile) insanı hiç mutlu etmediğini, huzurun Osmanlı toplumu ve medeniyetinin yaşam tarzı ve biçiminin dışı gibi içininde çok parlak, keyifli ve neşeli olduğunu her zaman vurgulamış bir yazar olarak karşımıza çıkar.
     Tabi Pierre Loti onun gibi olup ta Pera'da yani Beyoğlu'nda yaşayan entellektüellerinin yerine Osmanlı kültür ve manevi hayatının çok yoğun olarak yaşadığı Eyüp semtini tercih etmiş ve evi oradadır ve sık sık gelirmiş. 

Bazı eserleri
Aziyadé (1879, Aziyade)
Le Roman d'un Spahi (1881, Bir Sipahinin Romanı)
Pécheur d'Islande (1886, İzlanda Balıkçısı)
Madame Chrysanthème (1887, Madam Krizantem)
Le Roman d'un Enfant (1890, Bir Çocuğun Romanı)
Le Livre de la Pitié et de la Mort (1891, Acıma ve Ölümün Kitabı)
Ramuntcho (1897)
Reflets de la Sombre Route (1899, Karanlık Yol Üzerindeki Yansımalar)
Les Désenchantées (1906, Mutsuz Kadınlar)
La Turquie Agonisante (1913, Can Çekişen Türkiye)
Prime Jeunesse (1919, İlk Gençlik)
Un Jeune Officier Pauvre (1923, Zavallı Genç Bir Subay)


22 Mayıs 2014 Perşembe

İNSANLAR YILDIZLARA BAKARAK HAL VE GELECEKLERİNİ NASIL TAHMİN VE TAYİN EDEBİLİRLER?

    Bir insan burcunun, hangi burç ve yıldızda olduğunu ve bunların kendi üzerindeki tesirlerinin derecesini anlamak isterse bunun iki yolu vardır:
     Birincisi: Doğduğu tarihi biliyorsa o gün güneşin hangi burçta olduğu aşağıda yazdığım cetvelde bulur ve o burcun yine aşağıda yazacağım hükümlerine bakarak bilgi edinilir.
     Bu usul her ne kadar isabetli bir hüküm olursa da, asıl doğduğu anda, ta'liin bilinmesi ve ona göre o kişinin zayirçesi çıkarılarak daha esaslı bir karara varılması hakikata doğru atılmış en yakın ve en isabetli hüküm ve adım olur. Bununla beraber yapılan bu zayirçe ile bir insan hakkında yüzde yüz bir hüküm vermek de mümkün değildir.
    CENABI HAKK Kur'an-ı Keriminde mügayyibatı hamseyi beyan buyurduğu ayet-i kerimesinde:
     Ma'nası: "Şurası muhakkaktır Ki kıyametin kopacağı zamanı bilmek yalnız Allah'a mahsustur. Yağmuru O indirir.
     Anası karnında bulunan dölleri ve ahvallerini de yalnız O bilir.
    Hiçbir kimse yarın hayır ve şerden ne kazanacağını bilemez. Hiçbir kimse de nerede öleceğini bilemez. Çünkü, Allah alimdir. Her şeyden de haberdardır. "demektir. Bu ayet-i kerimede "Anası karnında bulunan dölleri yalnız O bilir" demek çok derin ve sonsuz ma'nalar ifade eder.
     Bugün Tıp İlmi bize göre çok ·terakki etmiştir. Ana rahmindeki çocuğun erkek mi dişi mi olduğu bir takım testlerle yüzde yüze yakın bir derecede söylenebiliyorsa da bu o çocuğun hayatı hakkında trilyonda bir bilgi sayılamaz. Çünkü, doğacak çocuk hakkında testler netice itibariyle erkek veya kız olduğu hakkında bir fikir verebilmiş olsa bile erkeğin dişi, dişinin de erkek tabiatlı olup olmadığını veya aynı kişide hem erkek hem de dişilik tabiatı olup olmadığın ı, doğduktan sonra ne kadar yaşayabileceğini, said mi, yani iyi tabiatlı bir insan mı, yoksa şaki mi, yani gaddar, zalim, katil, hırsız, sinirli, hastalıklı, akıllı veya deli, alim veya cahil, huysuz veya hırçın olup olmadığını bugünkü ilim ve bundan sonraki ilimler "iki iki daha dört eder" gibi bir katiyyeti riyaziyye ile kestirip söyleyemezler.
     Arkadaşlar;
    Bugün içinde bulunduğumuz yirminci asırda birtakım testlere başvurularak ana karnındaki çocuğun cinsiyeti hakkında elde edilebilen bilgiden çok kolay ve daha isabetli olarak 1400 sene evvel halk tabakaları arasında bile çocuğun cinsiyeti hakkında aşağıda yazacağım bir usul kullanılıyordu.
     Şöyle ki: Hamile bir kadın memesinde süt olmağa başladığı zaman bir bardak suya memesinden damlattığı bir damla süt suda dağılmadan bardağın dibine kadar inerse doğacak çocuğun erkek, süt suya damladığı anda hemen suya karışır ve dağılırsa doğacak çocuğun kız olduğu bilinirdi.
    

21 Mayıs 2014 Çarşamba

ZULÜM CEZASIZ KALMAZ

Efendimizin şu beyanı:
     “Allah, zalime mehil verir. Bir de onu yakaladı mı, artık iflah etmez.” Sonra da Allah Rasûlü sözlerine şu âyetle devam ettiler: “İşte Rabbinin yakalaması böyledir. O zalim ahaliyi böyle yakalar. Zira O’nun yakalaması çok can yakıcı, çok şiddetlidir.” (Hûd 11/102)
     Allah, zalime mehil üstüne mehil verir. Zulmedeni, kendine baş kaldıranı ve kendisine isyan edeni, hep mehillerle karşılar. Ama bir kere de yakaladı mı gayri onu iflah etmez. Demek ki, yapılan şeyler artık gayrete dokunmuş ve bir son damla gibi bardağı taşırmıştır..
  Cenab-ı Hakk’ın kâinatta câri bazı kanunları vardır. Bunlar asla değişmezler. âyeti de bize bunu anlatmaktadır. “Allah’ın yarattığında değiştirmek yoktur..” (Rûm,30/30). Bu kanunlardan biri de, zalimin Allah’ın kılıcı olma keyfiyetidir. Efendimiz bu durumu bildirirken: “Zalim Allah’ın adaletidir. Onunla intikam alır, sonra da o zalimden intikam alınır” buyurmaktadırlar.
    Zalim seyfullah’tır. Haddini bilmezlere Allah, zalimle haddini bildirir. Sonra da zalimden bir intikam alır ki, siz de şaşar kalırsınız. Zalimler, bugünkü halleriyle, gemi azıya almış gidiyorlar. Ancak sakın siz bu duruma bakıp ümitsizliğe düşmeyin. Nice “karye”lere Allah böyle mehil, müddet vermiş, ve âdeta onlara “yiyin, için, yaşayın” demiştir; ama bir de bakmışsınız derdest etmiş ve işlerini bitirmiştir.
   Şöyle etrafınıza ibretle bir bakıverseniz, arzettiklerimizin müşahhas manzaralarını siz de apaçık göreceksiniz. Sodom, Gomore ve Pompei, bunun sadece üç misali... Kimbilir daha adını bilmediğimiz veya onlar kadar ibret verici olmadığı için unutulmuş daha nice misaller var ki, hepsi de, bu ilâhî kanuna hâl dilleriyle şahidlik yapmaktadır.
   Uzağa gitmeye ne gerek var? Bir zamanlar şu üzerinde yaşadığımız topraklarda bir Devlet-i Aliyye vardı. Onun yıkılması, rüyalarda bile görülecek şey değildi. Kimsenin aklının köşesinden geçmeyen bu yıkılış, bugün ciğerleri sızlatan acı bir duygu olarak tarihin hafızasına kaydedilmekten kurtulamamıştır. Bugün, bir avuç insan, Misak-ı Millî ile hudutları çizilmiş bu küçücük ülkede varlıklarını koruma mücadelesi vermekte... Hatta haricî, dahilî şekâvet cereyanları, onlara bu kadarcık hayat hakkını bile çok görmektedir...
  ... Ve değişmeyen kanun: “ İşte Rabbinin derdest etmesi böyledir..!” Hakiki tarihçi ve içtimaiyatçılar, Cenab-ı Hakk’ın bu değişmeyen kanunundan ve onun tarih mezarlığındaki misallerinden çok istifade edecekler. Belki de bu istifadeleri onların asırlar boyu canlı kalmalarını sağlayacaktır. 

20 Mayıs 2014 Salı

BALIK BURCU


     Güneş bu burca 20 Şubat tarihinde girip 20 Mart tarihine kadar kalır. Bu burcun tabiatı sudur. Dost burcu Boğa, düşman burcu İkizler' dir.
     Bu burcun yıldızı Müşteri'dir. (Yay burcunda bu yıldız hakkında kafi bilgi verilmiştir.) Bu burcun tesiri altıda doğanlar başkalarının tesiri altında kalan eşhastır. Onlara tesir etmek, istediğiniz yola sevk etmek, noktayı nazarınızı kabul ettirmek çok kolaydır. Bunun için biraz tatlı dil ile hareket etmek kifayet eder. Fazlaca hassastırlar. Bundan dolayı hissi şeylere pek ziyade kıymet verirler. Bir insana inanıp bağlandılar mı bir daha ondan kolay kolay ayrılmazlar. Uysallık, misafirperverlik başlıca meziyetlerini teşkil eder. Mizaçları biraz kaprislidir. Akıllarına eseni yapmaktan nefislerini güç alıkorlar. Bazen karşılarındaki iyilik edenleri kaba ve sert hareketleriyle şaşırtırlar. Para hususunda müthiş şansları vardır. Hangi işe atılsalar muhakkak surette kazanırlar. Hatta bazen yanlış hareket bile yaparlar. Eğer o iş paraya dayanıyorsa yine netice kendi lehlerine olur. Bazen şanslarına güvenip fazla müsriflik yaparlar. İşte o zaman kolaylıkla kazanmış oldukları parayı yine büyük bir kolaylıkla ellerinden çıkarırlar. Sık sık aşık olurlar. Her defasında bu defa hakiki aşkı buldum diye sevinirler. Büyük bir imanla buna inanıp bağlanırlar fakat yeni bir aşka başlayınca veya rastlayınca eskisini hemen unuturlar. Yalnız hayatta bir kere de samimi ve ciddi bir aşkla karşılaştılar mı bunu ebediyete kadar sürdürürler.
     Karşılarına Koç burcundan bir kadın veya erkek çıkarsa o zaman mesut bir yuva kurabilirler.

     Arzı Tıp
     Bu tip kusurlu şekillerle doludur. Orta ruhlu, maddi ve köşeli yüzleri vardır. Sert gözleri üzerine ufki düşen geniş kaşlı, sert bakışlı, geniş ve gayri muntazam bir burun, göze batan bir çehre, toprak rengi bir ten, sert ve kaba bir sesleri vardır.

     Ahlakları
     Kaba ruhlu, icabata karşı vurdum duymaz; beceriksiz, nezaketsiz, çalışkan ve fedakar olmayan, düşkün zevkli ve geniş bir hırs sahibidir. Mamafih arzi tipte sanatkarlar yetişir. Ancak ince olmazlar, içlerinden alimler çıkar. Ancak tecrübi olmaktan ileri geçemezler. Aşkda maddi, müfrit ve şehvetperesttirler fakat şiddetli ve ihtiraslı severler. İzdivaçta menfaat düşkünü ve fena bir zevc veya zevce olurlar.

KOVA BURCU

     Güneş bu burca 21 Ocak'ta girip, 19 Şubat tarihine kadar kalır. Bu burcun tabiatı havadır. Dost burcu Akrep'tir. Bu burcun yıldızı Zühal'dir. (Oğlak burcunda Zühal hakkında yeterli bilgi verilmiştir.) Bu burcun tesiri altında doğanlar gayet cerbezeli ve girgin olurlar. O kadar güzel konuşmasını bilirler ki bu tatlı dilleriyle kandıramayacakları kimse yoktur. Onlarla bir münakaşaya girişmek daima tehlikelidir. Zira güzel ve mantıki söz söylemesini becermeleri sayesinde haksız bulundukları bir fikir münakaşasında dahi galip çıkmasını bilirler. Kısacası ikna kuvvetleri çok yüksektir. 
    Konuşmalarının dinlenmesinden büyük bir zevk duyarlar. Hitabet en kuvvetli ve en zayıf taraflarıdır. Çünkü kendileri' konuşurken herkesin dinlemesini istedikleri halde bir başkası konuşurken dinlemeyi hiç arzu etmezler. Şansları parlak, zekaları yüksektir, fakat ne yazıktır ki, bu zekalarını ilim ve fen sahasında nadiren kullanırlar. Çalışmaları hep afaki ve faydasız iş ve sahalara münhasır kalır. Bunun için de her sahada kolaylıkla elde ettikleri başarıları yine kolaylıkla ellerinden kaçırırlar. Sevmekten ziyade sevilmekten hoşlanırlar fakat hissiz değildirler. Kör talihleri onları daima kendilerini sevmeyen kimselerle karşılaştırır. Evlilikte eşierine söz hakkı tanımadıkları için aile hayatlarında kavga ve dargınlık eksik olmaz, fakat umumiyetle ahlakları iyi olduğundan bu dargınlıkların sonu hiçbir zaman kötü bir neticeye varmaz. Bu burçta doğanlar arasında boşanma olayları nadiren görülür. En iyi evlenmeyi terazi burcunda doğmuş bir kimse ile yaparlar.

OĞLAK BURCU

     Güneş bu burca 22 Aralık'ta girip 20 Ocak tarihine kadar kalır. Bu burcun tabiatı topraktır. Dost burcu Balık, düşman burcu Koç'tur. Yıldızı Zuhal'dir. Zuhal' in dostu Mirih düşmanı Zühre'dir. Zühal yıldızı dünyadan 755 kere büyüktür. Güneş'ten uzaklığı bir milyar 426 kilometre mesafedir. Güneşin etrafındaki devri 29 sene 5 ay 6 gündür. Madeni kurşundur.

     Bu burcun tesiri altında doğanların vücut yapıları geç neşvünema bulur. Bunlardan başka melekeleri de geç teşekkül eder. Muhayyileleri kuvvetli değildir. Bedeni kabiliyetleri de manevi kabiliyetleri de dar bir sahada sınırlanmıştır. Fakat onlarda sabır ve sebat en büyük kuvvet olarak belirir, sebatlı ve devamlı bir çalışma ile önlerine gelen her müşkülü ortadan kaldırmaya muvaffak olurlar. Para hususunda müsrif değildirler. İdareli yaşamayı pek severler. Hatta bu huylarından dolayı onlara ekseriya hasis denilir. Yalnızlıktan, tenhalıktan ziyadesi ile hoşlanırlar. Kalabalıklardan, topluluktan daima kaçarlar.
    Yalnızlık içinde kendi düşünceleriyle başbaşa kalarak yaşamaları onları son derece mesut eder. Yüz çizgileri düz, muntazam bakışları biraz haşindir. Her hareketlerinde mantık hakimdir. Hissiyatlarını kullanarak hareket ederler. Cemiyet insanı olmaktan uzaktırlar. Bu yüzden kalplerini kimseye açmazlar. Yakın dostları hemen hemen yok gibidir. Esasen hiç kimse ile dostluk kurmak niyet ve teşebbüsünde bulunmazlar. Aşkta kalplerini dökemedikleri için ekseriya bedbaht olurlar. Eğer karşılarına Arslan burcunda doğuş bir kimse çıkarsa onunla evlenmekte tereddüt göstermemelidirler. Zira bu burçtakilerle devamlı ve mesut bir yuva kurabilirler.
     Zühal yıldızının tesirinde olanların evsaf-ı mümeyyizesi
   Çıkıntılı, kırık kırık, keskin zaviyeli köşeli hatlar, yüz dört köşe, alın keskin ve köşeli, ciddi, nafiz ve kuvvetli, dışarı doğru kemerli ve ucu dışarı doğru burun dar ve sıkı ağız kemikli elmacıklar, yüksek ve geniş omuz, kubbeli sırt, doğru kalçalar, zayıf fakat iri kemikli vücut, büyük kol ve el, bacak ve ayalar, esmer, kuru bir ten, uzun boy, ağır yürüyüş, başları daima öne eğik, renkleri solgun, yüzleri hüzünlüdür. Cildleri esmer ve alelekser yağlıdır. Kemikler ağır, ses boğuk, başları uzunca, gözleri fersiz, biraz da dumanlı, dişleri siyah ve gayri muntazam, kirpikleri hemen daima birbirine karışık ve çok kere çalı gibidir. Sakal siyah ve seyrek, saçları siyah, donuk ve kalındır. Zühal'liler dünyaya meyus, ihtiyar ve yorgun gelirler. Nadiren gülerler.
   Ferasetli ve akıllıdırlar. Nafız bir zekaya maliktirler. Nasihatleri akilanedir. Teşebbüslerinde o kadar çok cüretkar değildirler. Ağır, ciddi, soğuk ve mağmumdurlar. Muhakemesi ağır fakat kuvvetlidir. Az söz söyler, kuvvetli hafızaları vardır. Ulumu hafiyye ve mektumeye meraklıdırlar. İş ve zahmete sabır ile mukavemet ederler. Mağrur ve ikbalperestirler. Ketum olup efkar ve hissiyatlarını gizlerler. Sebatkar, becerikli, karar sahibi ve ikbal düşkündürler. Sabırlı ve mütecessis olup yalnızlığı ve tenhayı severler. Bedbin, usul ve nizamata riayeti, icra-ı nüfuzu sever ve arzu. ederler. Zengin olmayı da isterler, ziraate de hevesleri vardır. Zühal insanları vakar, terbiyeli, nafzülkelam ve sükuti kılar.

    Ahlakları
   Zühal'liler: İntizamperver, biraz alaycı ve kindar olurlar. Müfrit heyecanlar duymazlar. Mütea1ayı severler. Müdebbir, uzağı gören, cesur ve çalışkan kimselerdir. Toprağı severler. Mesken inşaasını, ağaç dikmesini resim yapmasını, yer altında çalışmayı severler. Ziyadan kaçarlar. Bütün düşünürler çoğunlukla bu yıldıza mensupturlar. Aşkta az fakat iyi severi er, aşkları devamlı olur. Kuru flörtte becerikli değildirler. Kıskançlıklarını asla izhar etmezler. Kin ve intikamları şiddetli olur. Aşklarına ekseriya hissiyat ve muhakeme hakim olur. Hiçbir şeye kendilerini çok vermezler. Şehvetperesttirler. İzdivaçta nadiren mesut olurlar. Ketum olduklan için sevdikleri tarafından anlaşılmazlar. Soğuk durdukları ve coşkunluklarını hiç göstermedikleri için şiddetli ve derin bir aşkla sevilmezler.

YAY BURCU

     Güneş bu burca 23 Kasım'da girip 21 Aralık'a kadar kalır. Bu burcun dostu Kova ve Terazi; düşman burcu da Balık burcudur. Bu burcun tabiatı ateştir. Yay burcunun yıldızı Müşteri 'dir. Müşteri'nin dostu Ay, düşmanı Utarid'dir. Müşteri yıldızı dünyadan 1400 defa daha büyüktür. Güneş'ten uzaklığı 778 milyon kilometredir. Güneş etrafındaki devri 11 sene 9 aydır. Kendi mihveri etrafındaki devri 9 saat 53 dakikadır. Madeni kalaydır.
   Yay burcunda doğanların en göze çarpan hususiyetleri, evhamlı, vesveseli, herkese şüpheli bakar olmalarıdır. Hayatta hiç bir kimseye yüzde yüz emniyet ve güven gösteremezler. Umumiyetle herkesten şüphe ederler. Onların bütün hareketlerinde şüphe ve endişe hakimdir. Mizaçları çok değişiktir. Şimdi sevip itimat ettikleri kimseye biraz sonra şüphe ile bakmaya başlarlar. Onlar kimsenin kimseye dost olmayacaklarına ve insanların mutlaka birbirlerine fenalık yapmak yolunda olduklarına inanmışlardır. Bakarsınız şimdi çok utangaç ve mahcupturlar, biraz sonra gayet cesur ve atılgan bir tip olarak karşınızda belirirler. Umumiyede iyi ahlaklı olurlar. Bunun içindir ki, bir mesele karşısında ne kadar vesveseli ve şüpheli hareket etseler neticede iyiyi kötüden ayırt etmeye muvaffak olurlar. Onların bütün hareketlerinde Müşteri yıldızının tesiri görülür. Bu burçta doğanlar keşif seyahatlerinde ve sefer heyetlerinde ve büyük spor gösterilerinde başarıları ile daima kendilerini ön planda gösterirler. Yıldız sporcular ve büyük kaşifler bunlar arasından çıkar. Hissi hayatlarında en göze çarpan hususiyetleri herkes tarafından beğenilip sevilen tiplerden ziyade aslında güzel olan fakat hiç kimsenin nazar-ı dikkatini çekmeyen tipleri arayıp bularak bunlar arasında sevgililerini seçmeleridir.
Eğer Boğa burcunda doğmuş olan birisiyle evlenmişlerse mesut bir yuva kurmuş olurlar.
     Bu yıldızın tesiri altında doğan kimselerin dokuları etli, görünüşleri sıhhatli, kanlı, canlı olurlar. Yüzü yuvarlak, gövdesi geniş, göğüsleri iri, kafatası mütenasip, alnında iki çıkık şakak kemiği vardır. Gülümseyen gözler, orta uzunlukta etli burun, kapalı büyükçe bir ağız, koyu kırmızı dudaklar, çukurlu, yuvarlak çene, vaktinden evvel saçsız baş, ablak bir yüz, ağır ve sevimli bir ses, vakurane duran bir baş, cüsseli ve kuvvetli, omuzlar geniş, saçlar açık kestane renginde, sakat kumral ve dalgalı olur. Dişleri güzeldir. Öndeki iki dişi enli olur. Gözleri güleç ve nemnaktır. Renk pembe ve beyazdır.

     Ahlakları
   Zevkperesttirler. Obur olurlar. Endişe ve kederin ne olduğunu bilmezler. Pek genç yaşlarında şişmanlamaya başlarlar. Güler yüzlü ve şen tabiatlıdırlar. Çok konuşurlar. Sevimlidirler, kadınlara taparlar. Kahkaha ile gülerler. Alaycıdırlar. Harisi ikbaldir, sulhçu, dinç, taassubu diniyyeye maliktir; intizamperver, çalışkandır. Kendisini herkese sevdirmesini bilir. Sözü dinlenir ve tutulur. Amirliği sever. Munistir, iyilik yapmaktan hoşlanır, insaniyetperver, kerim tabiatlı, saffeti kalp sahibi, zeki, hür düşünür, hürriyeti sever, tedbirli bir insandır. Müşteri yıldızına mensup olanlar her şeyi iyi gören kimselerdir. Ahbap canlısıdırlar. Ahlaka ehemmiyet vermekle beraber şehvetlerinin kurbanıdırlar. Bununla beraber şehvetleri mutedildir, samimi olurlar. .Kanunlara, kaidelere, usullere, prensiplere riayet ederler.
     Dostlarına karşı vefakar olurlar. Aile canlısıdırlar. Bazen atak olurlar. İcabında yalan da söyleyebilirler. Yemeği içtimaları, şan ve şerefi severler. Aşkta erkek Müşteri tipler kadınlara karşı cemilekarlıkta bulunmayı, onlarla düşüp kalkmayı severler. Kadın Müşteriler de kuru flört düşkünüdürler. Kendilerini daima aşk içinde tasavvur ederler ve böyle olmaktan pek ziyade hoşlanırlar. Mamafih şiddetli aşklar ve ihtiraslar ika edemezler.
     Aşk ve muhabbetleri daima usul ve kaideler riayet ettiklerinden tehlikesizdir.
Aşklarında devamlı ve vefakardırlar. Fakat her şeyi daima olduğundan fazla görür ve gösterirler. Zarafet ve kibarlığa büyük ehemmiyet verirler. İzdivaç hayatlarında iyi bir zevç veya zevce olurlar. Daima aldanmaya ve aldatmaya muhtaçtırlar. Muhabbetleri derin değil, fakat süreklidir. Kolayca memnun ve kolayca mahzun olurlar. Fakat ekseriya mesut bir yuva kurarlar. Kendileri kıskanç olmakla beraber kıskançlıktan asla tehlikeli değildir.

19 Mayıs 2014 Pazartesi

AKREP BURCU

     Güneş bu burca 24 Ekim'de girip 22 Kasım tarihine kadar kalır. Bu burcun dostu ikizler, düşman burcu Kova burcudur. Yıldızı Mirrih, tabiatı sudur. Mirrih yıldızının dost yıldızı Zühre, düşman yıldızı Utarid ve Kamer'dir. Akrep burcunun tahtı tesirinde doğanlar Mirrih yıldızının gizli ve esrarlı tesiri altındadırlar. Bu sebepten çok çalışkan insanlar arasına girerler.  
     İrade ve tahammül kudretleri emsalsizdir. Kendi kendilerini yetiştirerek hayata hazırlayan ve çok fakir iken sonradan zengin olan, büyük işler kuran insanlar hep bu burçtan doğan insanlardır. Bir işe başlamak hususunda biraz geç karar verirler. Fakat bir kere o işi muvaffakiyetle sona erdireceklerine akılları yattı mı artık o işe olmuş bitmiş nazarıyla bakılmalıdır. Zira azim ve sebatları sayesinde tuttuklarını koparan insanlardır. Otoriterdirler. Her hususta kendi fikir ye düşüncelerini dinlenmesini isterler. Ve bunda çoğu defa muvaffak olurlar. Çok hiddetli bir mizaca maliktirler. Haksızlığa tahammülleri yoktur. 
   Bir kere hiddete kapıldılar mı onları kolay kolay teskin etmek mümkün değildir. Onların düşmanlığını kazanmak hakikaten bir felakettir. Kinci insan oldukları için bir gün mutlaka intikamlarını alırlar. Onlarla dost geçinmek kinlerini kazanmamak akıllılık olur. Aşk hayatları ateşli ve ihtiraslıdır. Sevdikleri kimseye şefkatten ziyade haris bir sevgi ile bağlanırlar. Aşkları kuvvetli ve devamlı olur.

   Kalplerini verdikleri kimseleri ölünceye kadar unutmazlar. Ve onlara derinden bağlanırlar. Sevgilerinin ihanetine tahammülleri yoktur. Zaten böyle bir hareketi hiçbir zaman affetmezler. Evlilik hayatında onlarla mesut bir yuva kurmak isteyenler, izzet-i nefislerini incitecek söz ve hareketlerden çekinmelidirler. Mirrih yıldızı hakkında Koç burcunda gereken malumat verilmiştir.


TERAZİ BURCU

   Bu burç 24 Eylül ile 23 Ekim tarihleri arasındadır. Bu burcun dostu Yay'dır. Tabiatı havadır. Yıldızı Zühre'dir. Bu yıldız hakkında Boğa burcunda kafi derecede bilgi verilmiştir. Terazi burcunda doğanlar Zühre yıldızının tesiri altındadırlar. Bu yıldız onlara evvela güzellik, sonra da güzelliğe karşı derecesiz bir aşk ve anlayış kabiliyeti verir. İyi kalpli ve çok dürüst kimselerdir. Adaleti ve adil olmayı bir aşk derecesinde severler. Çok ve lüzumsuz konuşmayı sevmeyen insanlardır. Hayatta mücadele gayretleri sonsuzdur. Doğduklarından itibaren ölünceye kadar bağlandıkları prensipler ve fikirler uğrunda savaşmaktan bir an dahi geri kalmazlar.
   Güzel ve temiz giyinirler. Zarif ve yüksek zevk sahibidirler. Rahatlarına pek düşkün olurlar. Hayatlarının devamlı surette huzur ve sükun içinde geçmesini isterler. Mizaçları sakin ve muvazenelidir. Bununla beraber arada fevkalade bir hiddet gösterdikleri de görülür. Fakat bu hiddetleri pek çabuk sönüp gider. Katiyyen kinci değildirler. Her girdikleri muhite kolaylıkla uymasını ve arkadaşlarla dostluklarını devam ettirmesini bilirler. En basit muhitte olduğu kadar, en kibar ve aristokrat muhitte de kendilerini rahat hissederler.
     En hafif mizaçtı kimselerle arkadaşlık edebildikleri gibi en ağır başlı ve sofi kimselerle de dostluk kurmasını ve bunun devam ettirmesini mükemmelen başarırlar. Aşk hayatları harikülade güzel ve tatlı geçer. En geçimsiz eşlerle bile herkesin gıpta edeceği bir aşk ve evlilik hayatı kurmakta da emsalsizdirler. Kaynanaları ve diğer hısım ve akrabaları ile mükemmel surette geçinirler. Eşlerini Yengeç burcundan seçtikleri takdirde evlilik hayatları sonsuz bir saadet ve bahtiyarlık içinde geçer.

BAŞAK BURCU

     Bu burca 24 Ağustos ve 23 Eylül tarihleri arasında doğanlar içindir. Bu burcun yıldızı Utarid'dir. Başak burcunun tabiatı topraktır. Bu burcun dostu Akrep, düşman burcu da Yay burcudur. Utarid yıldızı hakkında İkizler burcuna kafi derecede bilgi verildiği için burada tekrarından sarf-ı nazar olundu.
 
      Başak burcunun tesiri altında doğanlar çok becerikli, çalışkan ve kafaları işleyen kimselerdir. İşlerine ve kanaatlerine sıkı sıkı bağlıdırlar. Gayet muntazam bir hayat sürmeyi ve metodla çalışmayı severler. Kuvvetli bir aklıselim eve işlek bir zekaya sahiptirler. Tenkit kabiliyetleri çok yüksektir. Fakat bunun çok defa pek sert ve adeta karşılarındaki kıracak şekilde yaparlar. Bu yüzden de kendilerine düşman kazanırlar. Mütecessistirler. Etrafında olan bütün şeylerden haberdar olmak için bütün dikkat ve gayretlerini sarf ederler.
     Menfaatlerine derecesiz bağlıdırlar. Ufak bir menfaat uğrunda en kıymetli dostluk bağlarını yıkmakta beis görmezler. Sıhhatlerine de pek düşkündürler. En ehemmiyetsiz bir rahatsızlık hissetseler, bunu gözlerinde büyülterek doktor doktor gezip dertlerine derman ararlar. İçlerinden çoğunun ticaret istidadı fazladır. Fakat ekseriya başlı başına bir iş kurmaktan ziyade ortaklıkla çalışmayı tercih ederler. Memuriyet hayatında da şeflik yapamazlar. Bir müdür muavinliği onları daha ziyade memnun eder. Güzel sanatlara karşı istidatları) ek yoktur. Bununla beraber güzel şeyleri severler. Zevkleri yüksektir. Fevkalade şanslı insanlardır. Bilhassa aşk hayatında çok talihlidirler.

     Onlara aşık olan kimseler bir daha kendilerini onların tesirinden kurtaramazlar.
   Evlilik hayatında da eşlerine kendilerini sevdirmesini bilirler. Kurdukları yuvada mesut yaşamasını becerirler.


ARSLAN BURCU

     Bu burç 24 Temmuz ve 23 Ağustos tarihleri arasındadır.
    Arslan burcunun dostu İkizler burcudur. Bu burcun yıldızı Güneş'tir. Güneş'in madeni altındır. Arslan burcunun tesiri altında doğanlar bu burcun cömertliğini, parlaklığını ve iyiliğini nefislerinde taşırlar. Güneşin tesiri altında olanlar münakaşa kabul etmezler. Mağrurdurlar. Şeref, haysiyet, izzet-i nefs ve insanlık duygulan pek yüksektir. En büyük bir menfaat karşısında bile, benliklerinden, gururlarından en küçük bir fedakarlıkta bulunmazlar, kimseye boyun eğmedikleri gibi ona buna dalkavukluk etmekten, yaltaklanmaktan da nefret ederler. Kendilerine düşmanlık yapmak isteyenleri ve hasımlarını gururlan ve azametleri ile eritirler. Her ne pahasına olursa olsun küçüklüğe düşmezler. Hayatları çok sade geçer. Herkese iyilik etmek isterler. Kendilerinden küçüklere karşı merhametli, büyüklere karşı saygılıdırlar. Ekseriyetle içlerine kapalı insanlardır.
      Hislerini açığa vurmaktan çekinirler. Teşkilatçı bir ruha maliktirler. Gerek memuriyet ve gerekse iş hayatında kısa zamanda parlayarak ilerleyebilirler. Cesur ve atılgandırlar. Bilhassa medeni cesaretleri çok yüksektir. Politika sahasına atıldıkları zaman kendilerine iyi bir mevki yapabilirler. İçlerinden yüksek kumandanlar ve, büyük edipler çıkar. Aşkta sadık. vefakar ve dürüsttürler. Karşılarındakinden de aynı sadakat ve dürüstlüğü beklerler. Bu mukabeleyi görmezlerse çok bedbaht olurlar. Eşlerinin en ufak bir ihanetine tahammül edemezler ve derhal boşanıp ayrılırlar. Evlilik hayatında gerek karı olarak. gerek koca olarak kusursuzdurlar. Kendileriyle evlenenleri muhakkak surette bahtiyar ederler. Sonra da çok
şanslıdırtar. Talih oyunlarında ekseriya kazanırlar.
     Güneş Yıldızının insanlar üzerindeki etkileri ve bunların evsaf-ı mümeyyizesi
     Şemsi tip; bademi yaz hattı müstakimlerden mürekkep bir çehre. Hafif ve kıvrımlı köşeler, kemik ve adalelerin keskinliklerini izale eden hafif ve yumuşak etler. Hafif limon rengine çalan bir beniz, yüz sakin ve necip, ağırbaşlı, alın yüksek ve kemer imsi, gözler tatlı ve aynı zamanda ciddi, göz bebekleri benekli, kirpikler uzun, burun zayıf ve kemerli, çene ince, ağız orta, dudaklar az kalınca ve renkli, çene yuvarlak ve ileri, boy orta, vücut kılsız, mütenasibülendam ve güzel, böğürleri içeri doğru, kemikli, erkeklerde az çıkmış güzel bir sakat, yüzde az çizgi, mutedil ve ölçülü adımlar, saç kıvırcık, ince ve ipek gibi yumuşak, ses berrak ve şehvetli , gözler açık. kestane rengi, biçimli, mütebessim ve nemnaktır. Mütenasip bir surette mukavves kaşlıdırlar.

     Ahlakları:
Güneş yıldızının başlıca vasıfları: Kuvvet, şiddet, gazab, his ve rikkat, haya, iffet, servet ve zekadır. Bu yıldızın tesiri altında bulunurlar, baş olmaya, emir ve tahakküme mail olurlar. Büyük aşklara müsait değillerdir. Kendileri için yaşarlar. Onun için hayatlarında, dostluldarmda, ailede, hayli bedbaht olurlar. Kıskançtırlar. Yüksek bir zeka sahibidirler. Her şeyi anlarlar. Fakat hiçbir şeyde ihtisas edinmeye kabiliyetleri yoktur. İzdivaçta da mesut edemezler ve mesut da olamazlar. Derin merbutiyetler edinemezler. Kıskançlık ve şüphelerini sık sık izhar ederler. Bu histen kurtulamazlar.

YENGEÇ BURCU

     Yengeç burcu 22 Haziran ve 23 Temmuz tarihleri arasındadır. Bu burcun yıldızı ay, tabiatı sudur. Dost burcu Boğa ve Balık; düşman burcu ise Koç'tur. Yıldızlardan ayın dostu Müşteri; düşman yıldızı Güneş'tir. Madeni gümüştür. Bu burcun tesiri altında doğanlar genellikle içlerine çekilmiş ve utangaç tabiatlı olurlar. Fakat kendilerinden en beklenilmeyen bir zamanda birdenbire bir cesaret hamlesi göstererek bulundukları iş ve vazifede hemencecik birinci plana geçerler. Ekseriyetle ağır yaradılışlı ve tembel oldukları halde bu umulmadık hallerdeki parlayışlarıyla hamaratlıkta herkesten üstün olurlar. Fakat daha birkaç dakika geçmeden bu parlayışları bir balon gibi söner ve yine eskisi gibi alıngan, içine çekilmiş sessiz ve silik bir insan halini alırlar. Bu burçta doğanlar bir kelime ile mütelevvin yani renkten renge giren bir tabiata maliktirler. Fakat rakiplerini ve hasımlarını daima inadlarıyla yenerler. Bu pasif inat tabiatı damlaya damlaya taşı delen su gibidir. Ufak, fakat tesirli ve devamlıdır. Hayallerinde bir çok şey icad ederler ve bunların doğruluğuna kendilerini bile inandırırlar. Memleketlerine ve ailelerine karşı derin bir sevgi besledikleri halde uzun ve maceralı seyahatlere çıkmaya can atarlar. İmkan bulsalar ömürleri boyunca seyahat etmek isterler. Yengeç burcunda doğanların en büyük hataları ekseriya kendi hayallerini hakikat zannetmeleridir. Onların iş hayatında şansları mükemmeldir. Evlilik hayatları her zaman mükemmel olmaz ve bahtiyarlık getirmez. Aşkta kendilerini de, karşısındakileri de bedbaht ederler. Çünkü kaprisleri ile hareket ettikleri için hiç yoktan üzüntü ve mesele çıkarırlar. Eğer Başak burcunda doğmuş birisiyle evlenirlerse çok daha mutlu olabilirler.
     Ayın tesiri altında doğanların evsafı mümeyyizesi:
     Vücut hatlarında daireye yakın büyük yuvarlaklar, soluk bir ten, şişmanlığa istidat, çıkık ve geniş bir alın, ratıp ve donuk bir nazar, kısa ve yuvarlak uçlu burun, yarı kapalı küçük bir ağız, pek az çıkıntılı bir çene, yuvarlak gözler, yassı bir sima, kameri tiplerin güzel mavi gözleri, yüksek, küçük ve dik göğüsleri olur. Kadın ve erkek kameriler miyop olurlar. Mütehavvil, zararsız, mütevekkil bir tabiatları vardır. Mücadeleden çekinirler, yalnızlığı severler. Kameriler akıl ve muhakemeden ziyade his ve düşünceye kabiliyetti ve tabiaten mutekittirler. Bazı kameriler soluk ten renginde olduğu gibi bazı kameriler de süt gibi beyaz olurlar. Süt gibi beyaz., olanların gözleri·de mavi olur. Saçları lif renginde ve sarışındır.
     Kameriler pek yumuşak kalplidirler. Vefakar olmakla beraber kolaylıkla teslimi nefs ederler. Bu da mukavemetlerinin azlığındandır. Aşkta şehvetleri cismani olmaktan ziyade dimağıdır. Muhayyeleleriyle zevk alırlar. Soğuk tabiatlı olmakla beraber nevazişkar ve muhabbetli olurlar. Kameri kadınlar her zarar görmedikleri şeye ve insana karşı muhabbet hissederler. Kameri kadınlar bazen erkekler üzerinde garip bir cazibeye sahiptirler. Sevmekten ziyade sevilirler. Evlilik hayatında kameri kadınlar muti, mütevekkil, kanaatkar bir eş olurlar. Çocuklarına düşkünlükleri daima kocalarına olan bağlılıklarından ziyadedir. İyi bir aile kadını olmaya istidatlıdırlar. Az kıskançtırlar. Kameri erkek de iyi bir aile reisi olmak kabiliyetindedir. Eşlerini pek seçmedikleri için ekseriya fena izdivaç yaparlar. Mamafih uysal olduklan için iyi bir eş ile mutlu olabilirler. Kamerilerin bazılarının boyu uzun, dişleri gayet düzgün, güzel ve küçük olur. Bazılannın boyu kısa ve dişleri iri olur. Ekseriyet itibariyle dişleri beyazdır. Eğer Ay Zuhal ve Utarid'in tesiriyle karışırsa sahibi tembel, ahmak, avare, gabi hakir, korkak ve mecnun olur. Bunlar deni ve hakir kimselerdir. Ekser kamerilerde görülen ahlak: Zaaf, aciz, muhanet, acele ve nemimedir.
     Ay dünyadan elli defa küçüktür. Dünya mesafesi 384.384 kilometredir. Güneş etrafındaki hareketi devraruyesi 354 gün ve bir günün binde 367'si kadardır. Kendi etrafındaki devri 29.53 gündür.

İKİZLER BURCU

     Güneş bu burca 22 Mayıs tarihinde girer ve 21 Haziran tarihine kadar kalır. Bu burcun yıldızı Utarid, tabiatı havaidir. Tabiat itibariyle dostu ateştir. Dost burcu Aslan, düşman burcu Balık burcudur. Yıldız itibariyle dostu Güneş; Müşteri ve Zuhal ile de düşmandır.
     İkizler burcunun tesiri altında doğanlar çok mütereddit tabiatlı olurlar. Hiçbir şey hakkında kolay ve kesin bir karara varamazlar. Hayatları devamlı bir surette kararsızlık içinde bocalama ile geçer. İçlerinde daima yanlış hareket edecekleri korkusu hakimdir. Bu kendilerine güvenlerinin az olduğuna delildir. Herhangi bir mesele hakkında bir karar verdikleri zaman hemen akabinde (keşke böyle bir karara varmasaydım, bunun aksi en doğru idi) diye düşünürler. Bir saatleri bir saatlerine uymaz. Derhal bir his durumundan bir diğerine geçiverirler. Bir şeye karşı alaka ve heves duydukları andan bir dakika sonra hemencecik ondan cayıverirler. Bunun için aşkta vefasızdırlar. Aynı zamanda karşıdakiterin de sadakatiarına güvenemezler. Her şeyde olduğu gibi evlenmeye de gayet güç karar verdiklerinden dünya evine ekseriya pek geç girerler. Hatta bazen hiç evlenemezler. Bu tereddütleri yüzünden çok kere işte ve aşkta en büyük fırsatları kaçırırlar. Bu hal onların zekalarının azlığından ileri gelmez. Zira zeki ve kavrayışlıdırlar. Bilhassa muhayyileleri çok işlektir. Bir meselede bütün imkanları tasavvur ve tahayyül ettiklerinden dolayıdır ki, karar vermek hususunda tereddüde düşerler. İşte bu kararsız ve gelgeç. tabiatlı insanlarla bir çatı altında bulunmak, arkadaşlık yapmak hakikaten güçtür. İkizler burcunda doğanlar, Koç ve Arslan burcunda doğanlarla evlenirlerse muvazeneli bir yuva kurabilirler.
      Utarid yıldızına mensup olanların ahlak ve seciyeleri:
     Bir beyzi içinde resmedilebilecek derecede armudi bir yüz, yumuşak ve düz etler buğday ten, narin ve düzgün bir vücut, ince ve nazik adaleler, çevik ve maharetli eller, daima yaşından daha genç görünen bir tip, manalı, nafiz, keskin koyu kestane rengi, canlı ve müteharrik gözler. uzunca, zayıf ve büküntülü düz ve ucu sivri bir burun, kanatları ince ve uçları yukarı ağız, ince, düzgün ve güzel dudaklar, köşeli çene, uzun ve ince boyun, canlı yürüyüş, süratli konuşma, şen ve sevimli ses, mülayemet, nezaket, sabırsızlık, etrafındakilerle hüsnü münasebet ve muaşeret, sevimli ve latifeci, müteşebbis, büyük zihin açıklığı ve işleyen, nafiz, kurnaz ve keskin zeka ve istiğna, utaridlerin boyları uzunca, gözleri de çukurcadır. Şen ve bir fenalık düşünmüyorlarsa güler yüzlüdürler. Saçları pek koyu kestane renginde ve kıvırcıktır. Kendileri kibar yapılı, geniş omuzlu ve sağlam vücutludurlar. Bu yıldızın tahtı tesirinde doğanlar iyiye yakın oldukları zaman iyi, kötüye yakın oldukları zaman da kötü olurlar. Ediptirler. Fehim ve feraset, nutuk ve belagat, nakış ve kitabet, taharet, rifk, dikkat, zeka, hüner, hile ve hıyanet mümeyyiz evsaflarındandır. Ekseri muharrirler Utarid yıldızının tesiri altında bulunan kimselerdir. Utaridler suhuletle yalan söyleyebilirler ve yanlış bir adımdan maharetle kendilerini kurtarabilirler. Beliğul kelam, fasıhül lisandırlar: Cahil olanları gevezedirler. İyi yalancı, hilekar, dessatır. Büyük hırsızlar bu yıldızın fena tesiri altında yetişenler arasından çıkar. Her türlü iyiliğe kabiliyetli olduğu kadar her türlü fenalığa da müsteid ve kabiliyetti olurlar. Sözleri düzgün olduğu kadar ani teşbihler ve misaller getirmeye muktedirdirler.
     İstiklali severler, her türlü ulum ve fünunu tahsile muktedirdirler. Çok açık zihinli olurlar. İhtiraa, esrarı keşfe, riyaziyeye müsaittirler. El işlerine ehlidirler. İstediklerini yapabilirler. Kendilerini sıfırdan azami namütenahiye kadar yetiştirebilirler. Sanatkar olmaktan ziyade fen adamıdırlar. Ticarete de büyük istidatlan vardır. Kendileri becerikli, zeki, çevik, şen, mahir, işgüzar, beliğ olduklan gibi muhibbi fen dahi
olduklanndan iyi makinist ve mühendis olabilirler. Bu yıldız mensupları kendilerini herkese sevdirmesini bilirler ve sevdirirler.
     Utarit yıldızı dünyadan 18 defa küçüktür. Güneşe uzaklığı 58 milyon kilometredir. Güneşin etrafındaki devir müddeti 89 gündür. Hareket-i devranİyesi 24 saat beş dakikadır. Madeni civadır.



18 Mayıs 2014 Pazar

BOĞA BURCU

      Güneş Boğa burcuna 21 Nisan ve 21 Mayıs tarihine kadar kalır. Bu bıircun yıldızı Müre tabiatı topraktır. Boğa burcunun dostu Yengeç burcudur. Tabiatı toprak olanlar tabiatı su olanlarla çok yakın ve samimi birer dost olurlar.
    Bu burcun tesiri altında doğanlarda en göze çarpan nokta aşırı derecede inatçı olmalarıdır. Onlar inatlarından bazen hayatlarını bozacak kadar ileri giderler. Maziye ve mevcut kıymetlere bağlılıkları fazladır. Her şeyin olduğu gibi kalmasını isterler. Sabırlıdırlar. Belirledikleri ettikleri hedefe ulaşmak hususunda her türlü güçlük karşısında sebat etmesini bilirler.
      İhtiyatlı, vefakar ve kanaatkardırlar. Kendilerinde takip fikri çok yüksektir. Bir işe başladılar mı sonunu almadan ellerinden bırakmazlar. Ekseriyetle güzel yüzlü olurlar. İçlerinden bazıları egoisttirler. Bu burcun tesirinde doğanlar çok kere oburluk derecesinde boğazlarına düşkün olurlar. Boğa burcunun tesiri altında doğmuş kadınlar umumiyetle kavgacı ve kıskanç olurlar. Fakat güzel oldukları için her zaman sevimlidirler. Esasen bu burçta doğanlar aşkta sevilmeyi sevmeye tercih ederler. Evlendikleri zaman kadın veya erkek iyi bir hayat arkadaşı olurlar. Yalnız eşleri onların sabrını tüketmemek ve yaşayış tarzlarına müdahale etmemek şartıyla. Talihleri her zaman kendilerine yar olmaz ama, inat ve sebatları onları müşkül durumlardan kurtarır. Fakat yine de kendilerini tehlikeli maceralara atmaktan çekinmezler. Güzel sanatlara karşı istidatları fazladır. Girdikleri herhangi bir sanat Şubesinde büyük muvaffakiyetler kazanırlar. Çünkü yaratılışları onları sanata ve bilhassa ressamlığa veya heykeltıraşlığa sevk eder. Konuşkan değildirler. Herhangi bir mecliste ilk olarak söze başlamaktan çekinirler. Başkalarının söyledikleri sözlere cevap vermeyi tercih ederler. Sıkılgan olmamakla beraber pek de girgin sayılmazlar. Ama sevdikleri insanlar arasında güzel konuşur ve neşelenirler.
       Zühre Yıldızının Mümeyyiz Vasıfları
     Zühre yıldızının tabiatı topraktır. Dost yıldızı ay, düşman yıldızı Zühal'dir. Bu yıldızın büyüklüğü dünya kadardır. Güneşe uzaklığı 108 milyon kilometredir. Güneş etrafındaki devir müddeti 225 gündür. Her burçta 24 gan kalır. Madeni demirdir.

     Bu yıldız altında doğanlarda hatlar yay gibi kavislidir. Vücut balık eti, ten rengi pembemsi beyaz, yüz yuvarlakça bir beyzi içine resmedilebilir. Güzel bir alın, kısa kirpikler, berrak gözler, kısa ·kaşlar, tatlı ve şehvetli nazarlar, filsurıkar gözler, düz ve zarif yürüyüş, latif bir ağız, yüzün kemikleri hiçbir kısmında
görünmez, geniş ve çekici kalçalar, dans eder gibi neşeli ve şehvetengiz hareketler, daima kaynayan bir vücut, Zühre yıldızı mensupları Müşteri yıldızının mensuplarının eşgaline pek ziyade benzerlerse de bunlar tatlı esmer olurlar. Saçları pek latif siyah, parlak hafif dalgalı, ne uzun, ne de kısadır. Eğer Zühre şiddetle tesir etmiş ise saçlar kıvırcık ve muntazam, yanaklar da gamzeli olur. Kaşlar keman gibidir. Dudaklar etli ve kırmızıdır. Ağız küçüktür. Dişler beyaz, muntazam ve pek güzeldir. Diş etleri kırmızıdır. Kollar yuvarlak, boğaz basık, karın mütenasip, kalçalar biraz kabarıkça, eller ve ayaklar ufaktır. Zühre
mensuplarının mümeyyiz vasıfları: Mülayemet, rikkat, sevdaperverlik, ferah eğle nce ve zevke düşkünlük, güzel bir suret, sevimli bir yüze sahip olmak ve iyi kalpliliktir. Büyük musikişinaslar ekseriyetle Zühre yıldızı arasından çıkarlar. Hüzzam faslı Zühre yıldızından doğar.

     Ahlakları
     Bu yıldıza mensup olanlar, haluk, sevimli ve herkese faydalı sözler söyleyen, servet ve samana aşık, kadınlara karşı ziyadesiyle zayıf, şehvetperest, güler yüzlü, tatlı sözlü, mesut, çalışmaya heveskar, muhabbete sabredemeyen, raks, ziyafet ve musikiyi seven insanlardır. Bazılarının tabiatında biraz yalancılık ve mürailik varsa da pek mükemmel sanatkar ve iyi bir musikişinas olurlar. Riyaziyeye karşı istidatlan zayıftır. Bu yıldıza mensup olanlar ilk nazarda şahsi cazibeleri ve sevimlilikleri ile göze çarparlar. Ahbap canlısı, sevimli, tatlı, hassas, muhabbetkar, şeker gibi insanlardır. Ekseriya müsrif olurlar. Asla hasud değildirler, her şeyi pembe görürler. Lüksü severler. Pariağı sağlama tercih ederler. Bu yıldıza mensup olanlar nadiren dehaya yükselebilir. Zühre mensupları aşkta pek makbul tiplerdir. Ekseriya güzel olup sürekli ve derin bir aşkla sevilirler. Sehhar ve büyüleyen bir cazibeleri vardır. Kendi
aşklarında bazen sabit değildirler. Mütelevvin ve hercaidirler. Şehvetleri galiptir. Onları sevmek bazen tehlikeli ve felakettir. İzdivaçta ekseriya kendileri severek değil, sevilerek evlenirler. Mütekabil muhabbet olduğu takdirde izdivaçta mesut olurlar. Aksi takdirde bedbaht olurlar ve bedbaht ederler. Her şeyden ziyade kendilerini düşünürler. Bu yıldız mensubu bir kadını seven, ondan çok zor ayrılır ve onu daima hasretle, iştiyakla, sevgi ile hatırlar.

KOÇ BURCU

     Güneşin Koç burcunda iken 21 Marttan - 20 Nisan arasında dünyaya gelen insanlar üzerindeki etkileri:
     Koç burcunun yıldızı merihtir. Tabiatı narindir. Dost burcu ikizler düşman burcu Yengeçtir. Tabiatı itibarı ile düşmanı şudur. Koç burcunun şerefi kendi burcunun 19'uncu derecesidir. Burcun tesiri altında doğanlar kolay kolay disipline gelmeyen ve baskı altında yaşamaya tahammülleri olmayan kimselerdir. Herhangi bir haksızlık karşısında hemen isyan edip kükreyiverirler. Bu tabiatları dolayısı ile onlarla bir arada bulunmak ve onları idare etmek çok zordur. Çocuklarında fazla gürültücü ve haşarı olurlar. Gençlikleri pek hareketli geçer. Yaşları ilerledikçe nispeten kısmen sükunet ederler. Bununla beraber gayet çalışkan, cesur ve inatçıdırlar. Hayatları devamlı bir çalışma, didinme ve mücadele içinde geçer. Hareketsizlik, tembellik onları sıkar. Nefislerine itimatları çok kuvvetlidir. Bu inançlarını hiçbir başarısızlık ve güçlük karşısında kaybetmedikleri için tuttuklarını koparan insanlardır. Hücumda ve müdafaada çabuk hareket ederler. Herhangi bir meseleyi kavrayış kabiliyetleri çok yüksektir.

     İyi kalpli ve merhametli olurlar. Son derece cömerttirler. Herkesin teveccühünü ve kalbini kazanmasını bilirler. Hileden, hilebazdan, iki yüzlü, yapmacıklı kimselerden nefret ederler. Bu burçta doğan kadınlar da erkekler gibi cesur ve erkek ruhludurlar. En büyük mesuliyetleri yüklenmekten korkmazlar. Aşkta vefakar, dostlukları devamlı ve sağlam olur. Talihleri parlaktır. Sebat ve çalışmaları sayesinde her sahada başarı sağlarlar. Bu fazla enerjileri ve faal tabiatları yüzünden hayatta bir çok kere yanlış hareketler yaparak kendi işlerini kendileri bozarlar. En büyük hataları beklemesini bilmemeleridir. Aşkta da talihlidirler. Erken evlenirler, fakat çabuk da boşanmaya meyillidirler.
        Mirrih yıldızlarının tesirinde olan vasıfları;
     Mirrih demek, şecaat, neşat, hiddet, gazab, kuvvet, inad, ihtiras, sefahat, riyaset demektir. Ekseriya büyük askerler bu yıldız mensupları arasından çıkar. Mirrihlilerin yüzlerinde keskin hatlar, çekik yüz, adalelerin üzerinden zaviye ve köşelerini belli eder şekilde gergin etler, kırmızı yağız çehre, yüz, bir kare içine
resmedilebilir şekildedir. Çok zinde ve hareketli, umumiyede baş küçük, yüksek ve geniş şakaklı alın, kolayca kapanan geniş kirpikler, açık ve cüretkar ve sert bakışlı gözler, adali yanaklar, çıkık elmacık kemikleri, kanatlan açık burun, alaycı bir ağız, dört köşe bir çene, adali ve kısa bir boyun, geniş omuzlar, ileri çıkık göğüs, kuvvetli ve haşin ses, cesaretli yürüyüş, zindelik, irade, düşüncesiz hareketler, çabuk kızan bir mizaç, müsamahasızlık, hoyrak kaba bir mertlik, açık yüreklilik, vücud iri, bünyesi kuvvetli olur. Saçları kola rengindedir. Dişleri kısa ve çoğunlukla testere şeklindedir. Çok yer, obur, ayyaş ve kavgacı olurlar. Harpte cesur, cefakar, çevik, zeki, atılgan, intikamcı, servet ve semana, ezvak-ı adiyyeye düşkün insanlardır.

      Ahlakları:
   Bu yaratılıştaki insanlarda iyilik de, fenalık da ihtiras halindedir. Oyunları kavgaya benzer. Aşka düşkündürler. Aynı zamanda cesur ve şiddetlidirler. Büyük, devamlı ve sadakatli aşk duyarlar. Gayet kıskançtırlar. Aşkta daima tahakküm etmeye meyilleri vardır. Kendilerini sevdirmeyi bilirler. Fakat ihanetleri
hiç affetmezler. Bilhassa ihaneti gördükten sonra daha da haşin ve kaba olurlar. Mirrihliler ekseriya aşk izdivacı yaparlar. Koca ve karılarına ihtirasla bağlanırlar. Bilhassa ailelerine karşı çok düşkün ve kıskançtırlar. Aile hayatları gürültülü geçer.

      Çocuklarına karşı da şiddetli muhabbet duyarlar. Çok zaman çapkınlıktan da kurtulamazlar. İhtiraslı kumarbazlar bu yıldızın tesiri altında doğanlar arasından çıkar. Mirrih yıldızı dünyadan yedi defa küçüktür. Güneşten uzaklığı 228 milyon kilometredir. Güneş etrafındaki devir müddeti 687 gündür. Hareket deveaniyesi 24 saat 37 dakikadır. Madeni bakırdır.


17 Mayıs 2014 Cumartesi

HÜSN-İ HAT VE TEZHİP SANATI

"Yazının güzelliği, elin ve düşüncenin zarafetidir"

der Hz. Ali
 
     Allah'ı (c.c.) bilmek ve anlamak ancak vahiy aracılığı ile yani Kur'an-ı Kerim ile anlama yolunda mesafeler katederiz. Dolayısı ile Allah'ı anlamanın en önemli yolu Kur'an-ı Kerimi anlamadan geçtiğinden Kur'an-ı Kerime göstereceğimiz saygı da önemlidir.
     Bu bağlamda Kur'an-ı Kerimin yazılması başlı başına bir estetik olayı olarak değerlendirmek mümkündür.
    İslam sanatlarından Hüsn-i Hatta çok büyük önem verilen sebeplerden biri, bu sanatın hem Allah'ın ifade ve temsil edilemezliğini hissettirmek, hemde kelamının görsel düzeyde algılanmasına onun şanına yaraşır şekilde aracılık edecek bir görselliğe sahip olmak. 
     Zira yazı, İlahi Kelamın göze hitap eden bir somutlaştırmasıdır. Vahiydeki manevi hakikatların billurlaşması olarak görsel bir tezahürü olarak hat sanatını değerlendirmemiz doğru olabilir.
     Kur'an-ı Kerim Mekke'de indi, Kahire'de okundu, İstanbul'da yazıldı diye söylenir. Dolayısı ile Türk'lerin bu alandaki kabiliyetlerini ve Kur'an-ı Kerime olan saygıları en üst seviyededir.
     Hüsn-i hat sanatı camilerin iç duvarlarını taçlandıran, kubbelerini güzelleştiren, ahşapta, mermerlerde, çinilerde doyumsuz bir güzellik sergileyen, müthiş bir seyir zevki veren sanat eseridir.

ÇÖREKOTU (NIGELLA SATIVA)

     Dünyada birçok yerde yetişen 40 cm boyunda ince yapraklı otlu bir bitkidir.
     Tohumları yüzyıllardır şifa maksadı ile kullanılır. Ancak son yıllarda şifa özelliği bilim insanlarınında dikkatini çekmiş olmalı ki, ilmi çalışmalarda;


     Çörekotunun
     yaklaşık %20'si protein
     %40'ı karbonhidrat
     %35'i de nebati yağdır.

     Çörekotunun hastalıklara deva olmasında etken olan içinde bulunan uçucu yağlardır. Esas tesirli madde ise timokinon dur.

     Timokinon maddesinin ilk tespit eden kişi El-Dakhakhani (1960) dir. İçinde uçucu olan yağların %30-40'ını oluşturan timokinon ve buna ilave olarak Thymol p-Cymene Thujol ve o-Cymene gibi en az 15 farklı madde bulunmaktadır.

     Bilim insanları timokinon üzerinde yaptıkları ilmi çalışmalarda bu bileşiğin anti-oksidan, anti-enflamatuar ve anti-kanser ile şeker hastalığı artrit (eklem iltihabı), astım gibi hastalıklarıda laboratuvar hayvanları üzerindeki deneylerde şeker hastalığında kan glikoz seviyesinin düşürülmesine ve insülin miktarının arttırılmasına, artritte hastalığının şiddetinin ve iltihaplanmanın azaltılmasına, astımda ise bronşlarda iltihaplanmanın gerilemesini sağlamıştır. Bir başka bir deneyde farelerin kalbine verilen kimyevi maddeler ile beraber verildiğinde (timokinon) hayvanların kalbinde oluşan zararların hafiflediği görüşmüştür.


     Bunlar çörekotu ile ilgili bilimsel açıdan bilimsel açıdan yapılan bazı tespitler, internette araştırmanızda daha bir sürü bilimsel tez bulabilirsiniz.

     Şimdi size anlatmak istediğim çörek otunun mucizevi faydalarından bazıları;

* Vücuttaki zehirlerin atılmasını sağlar
* Vücudunuzun savunma sisteminin dengeli çalışmasını sağlar
* Damar hastalıklarını engeller
* Kan şekerini düşürür
* İdrar söktürücü özelliği ile safrayı rahatlatır.
* Hazmı kolaylaştırarak sindirim sisteminin rahat çalışmasını sağlar
* Alerjiyi engeller
* Yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlar
* Hücre yenilenmesini hızlandırır
* Mikrop, virüs ve mantarlara karşı etkili savunma aracıdır
* İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.

* Hormon sistemini ve ruh hâlini güçlendirir.

ÇOCUKLAR ÖLMESİN

     Yedi yaşına henüz basmış bir çocuğun, ufalanmış cam kırıklarını yemeğin üzerine serperken gören annesi çığlığı basar,
     Yüksek sesle! Ne yapıyorsun sen diye sorar? 
     Aldığı cevap ile annesi ellerini başının arasına koyar ve olduğu yere yığılır...
"Geçenlerde ailece izlediğimiz bir dizide oradaki biri bu şekilde yaptı ve orada yemek yiyenlerin tamamı öldü, bende onu deniyorum bakalım kimse ölecek mi? Der.
     Gördüğünüz gibi izlemiş olduğunuz bir dizide yada filmde yanımıza çocuklarımız var ise ne kadar dikkatli olmamız gerektiğini gösteren çok önemli bir örnek.
     Tüm ailemizin iletişimini bitiren yaşadığımız evrende en değerli olan zamanımızı çalan, bazende faciaya götürebilecek olaylara sebebiyet veren sihirli kutu?

     Karşısına geçerken çoğu zaman öğretici bilgi, eğlence, kültürel yayınları izleyerek düşünme ve eleştirme yeteneklerimizin gelişmesini sağlayabilir. Ancak bu şekilde saatlerce izlediğimiz tv programlarının kaç dakikasını içerir.
     Televizyon çocuklarımızın o kadar hayatına girmiş ki; Psikolog Dr. Jung Bay Ra'nın araştırmasına göre, "Babanızı mı daha çok seviyorsunuz televizyonu mu? Çocukların %44'ü "TELEVIZYONU" "Annenizi mi daha çok seviyorsunuz televizyonu mu? Çocukların %20 si "TELEVIZYONU" der.
     Burada göz ardı edilen en önemli gerçeklerden biri de çocukların saatlerce çizgi filmden oluşan kanalları izlemeleri ve gelecekteki hayatında dışarıda karşılaştığı bir insan ile iletişim eksikliği sebebi ile hayatının tüm aşamalarında olumsuz etkilenecek, bundanda önemlisi izlemiş olduğu program yada çizgi filmlerin kendi üzerindeki ciddi tahripler gösterdiği ve suç unsuru eğilimleri arttırdığı bilimsel bir gerçektir.


     Bunun önüne geçebilmek ve çocuklarımızın ileriki yıllarında kendine ve bize zarar vermesini önleyebilmek için;

    1-) Çocuğunuzun zamanını programlamak (ders, oyun, tv seyretme, uyku zamanı) ve bunu alışkanlık haline getirmeye çalışmak. Tatbiki önce kendimizde zaman programı yapmamız çocuğumuzun alışkanlığını da önemli ölçüde uygulanabilir hale getirecek.

   2-) Televizyon kapatma kültürü olmayan ülkemizde öncelikle televizyonu kendimizde sınırlandırmalı hatta bazı geceler ve haftalar hiç açmamalıyız. Bunun için bir gece şöyle televizyonu hiç açmayın ve akşam yemeğinizden sonra ailece oturun ve o gününüzün nasıl geçtiğini sıra ile anlatın, gelecek adına her bir fert planlarını anlatsın. Böylece çocuklarınıza insan ilişkilerini göstermiş ve onlara sosyallik katmış olursunuz.

   3-) Kesinlikle ve kesinlikle dizi filmlerin ilk bölümünden itibaren uzak durun, inanın incir çekirdeğini doldurmayan sığ konularla yaşamınızdaki en değerli parçası olan zamanınızı boşa harcamayın ve en kötüsü çocuğunuza kötü örnek teşkil etmeyin.

    4-) Çocuklarınızın saldırganlık tepkilerini harekete geçiren, duygularını aşırı uyaran, değerlerinizi yıpratacak her tür tv programından uzak tutunuz.


16 Mayıs 2014 Cuma

BURÇLAR

    Manası: Biz semada burçlar yarattık. Ve onları görenleri hayrete düşürecek yıldızlarla süsledik.

   Ana rahmine düşen her canlı, ana rahminde yaklaşık 280 gün kalmakta ve bu sürede her kırk gününü bir yıldızın etkisi altında, nasibine göre her birinden ayrı ayrı feyiz almaktadır. Bu sebeple hangi yıldız cenin üzerinde fazla tesir etmiş ise o insan üzerinde belirli özellikler, muayyen izler bırakmaktadır. Bütün insanlar az yada çok her yıldızın kendi üzerinde bırakmış olduğu tesiri olmaktadır.
    Doğum tarihleri bilinen kişiler aşağıda yazılı cetvele göre kendi burcunu tayin ederek ve o burcunun özelliğine bakarak hayat ve istikbali hakkın tahminen %70 oranında doğru bir bilgiye sahip olabilir ve çocukları için de kabiliyet ve istidatlarına göre en uygun bir yön çizebilirler. Hatta kendimizi tanımak noktasında da çok faydası olacağına inanıyorum.

GİZEMLİ OLAYLARIN, ADALETİ

     Hz. Musa Aleyhisselam dış görünüşünde adaletsiz ve sulüm gibi görünen olayların gizemlerini, iç yüzündeki adaleti görmek ve anlamak ister. Allah (c.c.) dualar eder.

   Allah (c.c.) dualarını kabul eder ve Hz. Musa Aleyhisselama dört yol kavşağında bulunan çeşmeyi cepheden görebilecek bir yere gidip saklanmasını, orada meydana gelecek olayları dikkatlice izlemesini ancak hiç bir şekilde müdahale etmemesini emreder.
      Hz. Musa Aleyhisselam, Allah (c.c.) emrettiği çeşmenin karşısında kendine gizlenecek bir yer bulur ve gizlenerek yoldan gelip geçenleri, çeşmeden su içenleri dikkatle izlemeye başlar.
      Bir süre sonra tozu dumana katarak dört nala gelen bir atlı belirir, çeşmenin başına gelince atından iner, bir süre dinlenir. Dinlenirken üzerinde içi altın dolu kuşağı rahatsızlık verdiği için kısa süre rahatlamak için çözüp yanına bırakır. Çeşme başından ayrılırken, geri kuşanmayı unutur. Para çeşme başında kalır.
     Atlı çeşmeden ayrıldıktan sonra gelen bir delikanlı ise suyunu içip yoluna devam ettiği sırada bir ağacın aldında içi altın dolu kuşağı kaptığı gibi yoluna devam eder.
    Çok geçmeden iki gözü âmâ olan bir ihtiyar çeşme başına gelir. Soğuk sudan bir yudum içer ve dinlenirken, parayı unutan atlı bir hışımda dört nala gelir ve ağacın altına bakar altın dolu kuşağını bulamayınca,
   İhtiyara;
- Burada unuttuğum para kuşağını sen aldın. Ya paramı verirsin; yada boynunu vururum senin, der.
- İhtiyar;
Evladım! ben iki gözü görmeyen bir ihtiyarım senin altınlarını nereden göreyim de alayım. Senin paranı almadım dese de, atlı onu bir kılıç darbesi ile orada öldürür. Atına biner ve orada uzaklaşır.
  Bu olayı seyreden Hz. Musa Aleyhisselam:
Allahım! bu olayın içinde ben adalet göremedim. Bu adamım parasını daha evvel gelen bir çocuk aldı, fakat altınların sahibi, iki gözü ama olan bir zavallıyı öldürdü, der.
   Allah (cc) Hz. Musa Aleyhisselam'a
- İnsanlar böyledir zaten ya Musa! Olayların dışına bakarlar, zulüm var sanırlar, iç yüzünü bilmezler.
- Parasını çeşme başında unutan adam, vaktiyle yanında çalıştırdığı bir kişiye hakkını vermemişti. Parayı bulan delikanlı o yanında çalıştırıp hakkını vermediği fakirin oğludur. Parayı buldu ve aldı götürdü. Aldığı para babasının para vaktiyle babasının çalışıp ta alamadığı para idi. Bu sebeple çocuk babasından kendisine miras ile kalan hakkını almış oldu.
  Ölen âmâ ihtiyara gelince, o da vaktiyle zalim biriydi. Astığı astık, kestiği kestikti. Hatta gözler kör olmadan önce en son olarak da, parayı unutan adamın babasını öldürmüştü. Bu güne kadar zulümler hep yanına kâr kalmıştı.
  Şimdi vaktiyle öldürdüğü adamın oğlu gelip, parasını aldı zannıyla babasının katilini öldürdü.


  ZAHİRDE ADALETSİZLİK GİBİ GÖRÜNSE DE GERÇEKTE ADALET YERİNİ BULDU.

Ya Musa, söyle! İnsanlar sebebini bilmedikleri şeylere itiraz etmesinler. Mutlaka bir sırrı var deyip rıza göstersinler.

NARIN FAYDALARI

     Nar çok kuvvetli bir anti oksidan dır.
     Bu özelliği ile çok güçlü bir kanser savaşçısıdır.
     Meyvelerin en kudretlisi olanlarından biridir.
     Bu güçlü yapısı sayesinde tansiyonu hızla düşürerek yüksek tansiyon hastalarına çok fayda sağlar, öyle ki sarımsaktan bile daha hızlı bir şekilde tansiyonu düşürdüğüne şahit olunmuştur.
     Ayrıca Narın ekşi mayhoş tadı sizi mayıştırır ve sakinleştirir bu etkisi ile birlikte dişlerinize ve diş etlerinize müthiş fayda sağlamaktadır.
     NARI NASIL YEMELİ
    Elbette herkezin diyeceği gibi bizde tanelerini ayıklanarak kaşıkla yenmesini tavsiye etmekteyiz fakat bu tavsiye sizi zamanla bıktıracak ve yıldıracak olduğundan suyu sıkılarakta tüketilebilir. Her ne kadar bazı prof. sıkılarak içilen meyvelerin şekerden ibaret olduğunu ve fayda göstemeyeceğini iddia etselerde biz taze sıkılmış herhangi bir meyve suyunun 15 dakika içerisinde tüketildiği takdirde maksimum fayda sağladığı görülmüştür.

   Tabi nar gibi bir meyveyi nasıl sıkacağız;

   Narımızı kesinlikle Elektrikli Katı Meyva Sıkacağı içerisine atmıyoruz bu tarz makinelar Elma, Armut, Havuç vs. suyunu çıkarmakta kullanır. Narı attığınız takdirde vahim sonuçlarda evinizin duvarlarının dahi battığını görebilirsiniz.

     Biz aşağıdaki resimde görüldüğü üzere manuel sıkma yöntemlerini tercih etmeliyiz.
Öncelikle size tavsiye edebileceğim marka Emsan Multi Pres Meyve Sıkacağı, 169,00 tl olan sıkacağın önemli bir özelliği direk press şeklinde basılarak tek harekette sıkılabilir olması.
     İkinci olarak tavsiye edebileceğim bir başka marka da dökümden üretilmiş olan Kale marka 55,00 - 70,00 TL arası fiyatı ile alternatif olabilir. Burada farklı olarak biraz ayar için birkaç defa çevirmek gerekebilir.