12 Mayıs 2014 Pazartesi

BLAGAY TEKKESİ

Blagay Tekkesi (Alperenler Tekkesi) - BOSNA

     Bosna Hersek'in başkenti Saray Bosna'ya 150 km, Mostar şehrine 20 km uzaklıkta, Buna Nehrinin kaynağında bulunmaktadır. Osmanlı Mimari tarzı etkisi ile 1520 li yıllarda yapılmıştır. Buna Nehri Avrupanın debisi en yüksek olan nehridir. Saniyede kaynağından tam 43 ton su çıkıyor ve hiçbir azalma göstermeden buradan Adriyatik'e kadar akıyor, oradan da Akdenize akıyor.
     Bu güzel muhteşem tabiat ortamında, cennete benzeyen bu mevkide ve nehrin hemen kenarında ecdat yadigarı bir tekke ile karşılaşıyoruz. Osmanlı ordusu gelmezden önce her zaman olduğu gibi fetih çalışmalarına hazırlamak için (Edirne'de, Hıdır Babalar gibi) kalp fetihleri için Balkanların Müslümanlığa yumuşatabilmek, kendisini kalp ehli olarak tanımlanan Alperenler buralara gelmişler tekkelerini kurmuşlar ve insanların kalplerini kazanmaya çalışmışlar.
      Blagay kelime manası; muhasebe demektir. Nefislerini yenmiş insanların yaşamak için değil yaşatmak için buraya gelmiş olan ecdadımız Osmanlı Bosnayı fethetmeden 100 yıl kadar önce gelmiş ve Bosnalı insanların kalplerini fethetmiştir. Osmanlının Balkanlarda bu kadar başarılı olmasının en önemli sebebi budur.
    Blagay tekkesinin yanından akan Balay nehrinin suyu çok soğuk olduğundan hiç balık barınmaz ancak 1992 - 1995 savaş yıllarında şehirden kaçıp buraya sığınan insanlar için, su alabalık kaynamaktadır ve tüm insanlar balıklardan istifade ederek geçimlerini sağlamışlardır. Ne zaman savaş gider balıklarda o bilinmeze doğru kaybolurlar, geldikleri gibi giderler.
      Blagay tekkesi bir sırası ile;  Halvetilerin, Mevlevilerin, Kadirilerin ve en son Nakşilerin tekkesi olmuştur.
     Blagay Tekkesinin içerisine girdiğimizde iki katlı muhteşem bir tekke halveti tekkesi olarak kurulmuş, En alt kata ayakkabılarınızı çıkarıyorsunuz merdivenlerden yukarı çıkar iken merdivenlerin gıcırtıları Osmanlı evi olduğunu sanki Edirne'de yada Anadolu da bir evde merdiven çıktığınızı düşünüyor ve buram buram Anadolu kokan bu evi ciğerlerinize kadar soluyorsunuz. Üst katta merdivenlerin bittiği yerde tam karşınızda, eğimli bir arazi olduğu için, kapının arkasında toprak zemin vardır ve kapıyı açtığınızda bir türbede iki adet kabir ile karşılaşıyoruz, kabrin biri, Ecdadımız Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin talebeleri olan Saru Saltuk'un kabri, diğeri Bosnaya geldiğinde ona yardım ettiği temizliği, dürüstlüğü ile Bosnalılardan biridir.
    Tekenin bu ikinci katında yine bir başka oda olan baş oda dediğimiz odanın kapısına gidiyoruz ve, Anadoluda rastladığımız herhangi bir konakta ki baş oda üzerinde gördüğümüz yazı, "Allahümme ya müfettihal ebvab, iftah lena hayral bab" yani; Ey kapılar açan Rabbim bizlere hayırlı kapılar aç, yazıyor. Efendimiz dua insanı idi, sahabe efendilerimiz de aynı tabiin, tebei tabiin ve ecdadımız da aynı idi, kapı üstlerinde, bacalarda, çatı aralarında, oda duvarlarında her yere dualar asıyorlardı, sade asmakla kalmaz dillerinde dudaklarında her boş zamanlarında sürekli dualarla yaşarlardı.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder