14 Mayıs 2014 Çarşamba

OSMANLI'DA KARDEŞ KATLİ

     Nizam-ı Âlem için kardeş katli mesele; 
     Söze Fatih Kanunnamesi ile başlayalım;
     "Ve her kimseye evlâdımdan saltanat müyesser ola, karındaşların Nizâm-ı Âlem için katl eylemek münasiptir. Ekser ûlema dahi tecviz etmiştir. Anınla amil olalar" 

     Diyor ki Sultan Fatih Sultan Mehmet; Saltanat benim soyumdan gelenlerden her kime müyesser olur ise, nizamı alem (umumun faydası - ammenin selameti, kamunun selameti) için, kardeşlerini katl etmesi, öldürmesi münasiptir. Alimlerin çoğu izin vermiştir. (Bir kısmı da vermemiştir.) Böyle hareket etsinler. 

    Fatih Sultan Mehmet neden böyle bir kanunnameye ihtiyaç duymuştur? Haneden, iktidar bölünme kabul etmez. Monarşik bir yönetimde hükümdar tahtını tehtid eden kardeşi olsa yada oğlu dahi olsa buna hayat hakkı tanımaz. Aksi takdirde iktidarın bölünmesi, devletin bölünmesi, parçalanması demektir.
   Bu Kanunname'yi sadece Fatih Sultan Mehmed'e maal etmek tarihi açıdan haksızlık olur. Bu gelenek Roma'lılarda, Sasani'lerde, Moğollar'da bu adet vardır. Bizans'ta dahi önce gözlerine mil çekilen adalara kapatılan sonra öldürülen hanedan mensuplarını görüyoruz. Abbasiler'de var. Yani sonuç olarak sadece Osmanlı Devletinde böyle birşey yok. Bir örnekte Avrupa'dan veraset harplerinde binlerce insan ölmüştür. Ben Kral olacam, sen Kral olacaksın diye. Fransa ve İngiltere yüzlerce yıl savaşmışlardır veraset için. İşte bu hadise yaşanmasın diye Fatih Sultan Mehmet daha öncesinde birçok ismini belirttiğim devletler tarafından uygulanagelmiş bir uygulamadır. Dikkat ile inceler seniz saydığım devletler tarihe büyük damga vuran devletlerdir. Dolayısı ile olayı bu perspektifden değerlendirirsek tarihi gerçeklere daha gerçekçi bakmış olmaya yaklaşırız.

   Peki Fatih Sultan Mehmet neden kardeş katlini kanunnamesine koyma ihtiyacı duydu. Fatih Sultan Mehmet kendisinden önceki atalarında da bu büyük problemin farkına varmış ve Devletin bekası ve uzun süreler ayakta kalabilmek için gelin biraz tarihi geziye çıkalım,

     Osmanlı Hanedanlığında Eski Türklerden gelme bir ulus sistemi vardır. Bilindiği gibi Türkler tarih boyunca çok devlet kurmuş ve bir o kadarda yıkılmış. Bunun ardında yatan önemli bir sebep var. Oda iktidar hanedanın ortak malıdır. Bunun sonucu olarak ta Tahtta bir veraset kanunu yoktur. Hakanın ölümü ile tahta onun ailesinden herhangi biri geçebilir, bu kimdir diye soracak olursanız tabiki güclü olan ve talihi yaver giden geçecek, peki diğerleri ne olacak. Onlar için iki sonuç var. Birincisi ya bunu kabul edecekler (bu seçenek hiç olmamıştır.) İkincisi bu tahtın gerçek sahibi benim diye ayaklanacaklar ve mücadele edecekler.

     EEE neden bir kriter koymamışlar, mesela en büyük Şehzade tahta geçsin, ya küçük olan çok daha iyi ise? İkincisi, yerleşmiş bir gelenektir bu, Türk toplumunda yerleşmiş geleneği kaldırmak çok zordur. Mesela Orta Asya'da denen miştir bu. Hakanın iki oğlu yada dört oğlu var ise ülkeyi doğu, batı veya kuzey güney diye bölmüşler ancak bölünme ve savaşlar kaçınılmaz olmuştur. Bir örnek Selçuklular bir dönem Hakan kendinden sonra tahta geçecek olan veliahtı tayin etmeye çalışmışlar. Ancak diğer kardeşler babamız seni bıraktı ama biz memleket için sende daha faydalıyız diye ayaklanmışlardır. 

     Bu ayaklanmaları sadece taht hırsı olarak görüp yadırgamamak lazım. Çünkü Hakan yada Padişah olmak için yetiştirilmiş bir çocuk. Yani Arslan yavrusu her arslanın yavruları biliyorsunuz arslan olur. Mesela Cem Sultan böyle dedi. küçük olmasına rağmen. Yavuz Sultan Selim'de öyle "ben olmasam yıkılır bu devlet dedi"

     Osmanlı Devleti'de Eski Türk Devletlerinden gelen veraset geleneğini aldılar. Yani taht varisi belirtilmemesini. I. Murat I. Kosova Meydanında şehid düşünce, vezirler dediler ki sen padişahsın Sultan Bayazid'e (Yıldırım), kardeşi Yakup Çelebi de Kosova Savaşında Osmanlı Ordusunun diğer kanadının kumandanı. Savaş kazanıldıktan sonra Kosova Meydan savaşından kaçan düşman askerlerini takibe gitmiş, giderken babası daha yaşıyordur. Döndüğünde bakıyor ki babası şehid olmuş. Sultan Bayazid kardeşi Yakup Çelebi'yi derhal öldürdüler. Yıldırım Bayezid'e dediler ki; harp meydanındayız savaş daha yeni kazanıldı Yakup Çelebi seni padişah yaptığımızı öğrenirse bunu kabul etmez ülke bölünür dediler ve Yakup Çelebi'yi boğdurulur ve bu Osmanlı tarihindeki ilk kardeş katlidir.

     Tarihçi Nişancızade diyorki; Yakup Çelebi'nin burada hiç bir suçu yok. Saltanat mensupları ileride ayaklanırlar endişesi ile öldürülmüştür diyor.

     Tarihçi Nişanzadenin bahsettiği bu endişeyi nerede görüyoruz, Ankara savaşından sonra Yıldırım Bayezid'in oğullarında, savaştan sonra Yıldırım Bayezid'in dört oğlu, Süleyman Çelebi, İsa Çelebi, Mehmet Çelebi ve Musa Çelebi. dördüde ayrı şehirlerde vali idiler ve dördü de padişah benim dediler. Aralarında iç savaş çıktı. Sonra Sultan Mehmet Çelebi bu 11 yıl süren fetret devrine son verdi. Tabiki bu arada binlerce kişi bu kardeş kavgalarında öldü.

     Daha sonra tahta II. Murat çıktı. Timur'un Semerkand'a esir olarak götürdüğü Amcası Mustafa Çelebi geldi. Osmanlı tarihinde buna düzmece Mustafa derler. Kabul etmezler o olduğunu fakat ben padişahın oğluyum dedi ve ayaklandı. Kötü tarafı bütün Rumeli Beyleri kendisine tabi oldular Osmanlı Devleti 2 ye bölündü. Çelebi Sutan Mehmet vefat etti. II. Murat amcası ile savaştı ve yendi.

     Mesela başka bir örnek I. Murat'ın oğlu savcı bey ayaklandı. I. Murat oğlu ile savaştı ve yendi. İdam etti.

  İşte Fatih Sultan Mehmet böyle tarihi hadiseleri miras alınca dedi ki bu böyle olmayacak. Ben Kanunnameye bir hüküm koyayım. Tahta çıkan daha kardeşleri ayaklanmadan ortadan kaldırsın ki bu ayaklanmalar bir daha yaşanmasın.

     Devlete karşı isyanın cezası idamdır. Tamam bu böyle ama diyorlar ki isyan etmeyen kardeşler var onlara haksızlık olmuyor mu sorusu gelebilir. Buna günümüzden bir örnek verelim. Amerikalı uzmanlar diyor ki terörün olmasını beklersek biz binlerce kişi ölebilir, en ufak bir şüphede müdahale etmek zorundayız şeklinde bilimsel olarak birleşiyorlar.

     Kaldı ki şehzadeler ayaklanmayacak olsa bile zaman içerisinde bu potansiyeli yukarıda verdiğim bizzat Osmanlı Tarihinden örneklerle Fatih Sultan Mehmet'e kadar ki olaylarda bizzat görüyoruz.

     Tabi olayın bir başka yönü hiçbir padişah öldürdüğü kardeşi için sevinmiyor, bilakis gözyaşları içinde uğurluyor, devletin bekası için hanedan sahiplerinin içtiği acı bir reçetedir.

     Tarihçi olarak şu yorumu getirmemiz çok yanlış olmaz. Eğer kardeş katli olmasa idi Osmanlı Devleti yüzyıllar boyu yaşama ihtimali olmayacağını söylemek çok yanlış olmaz. Daha ilk kurulduğu yıllarda bölünüp yıkılma ihtimali çokta uzak değildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder